SON EKLENENLER

İzBB’de emekçiler, sendikayı olağanüstü genel kurula çağırıyor

İzBB'de kamu emekçilerinin reddettiği toplu sözleşmeyi imzalayan Tüm Bel-Sen 1 No’lu Şubenin bu tutumuna karşı birleşen emekçiler sendikayı olağanüstü genel kurula çağırıyor.
14 Ekim 2024 11:15

İzmir Büyükşehir Belediyesinde kamu emekçilerinin reddettiği toplu sözleşmeyi, belediye yönetimiyle bir araya gelerek imzalayan Tüm Bel-Sen 1 No’lu Şubenin bu tutumuna karşı birleşen emekçiler sendikayı olağanüstü genel kurula çağırıyor.

İzBB’de çalışan emekçiler, yaz döneminde aylarca süren bir toplu sözleşme mücadelesi yürütmüştü. Belediye yönetimi emekçilerin kazanımlarını geriye götüren, mevcut sözleşmeyi bir adım öteye taşımayan tek tip sözleşmeler teklif ederken, emekçiler gerçekleştirdikleri eylemlerle bu teklifleri reddetmişti. Daha sonra emekçilerin direncini kırmak üzere hukuksuz biçimde yağdırılan soruşturma ve açığa almalarsa bir sonraki aşamada toplu sözleşme masasının bir pazarlık unsuru haline getirilirken, belediye idaresi son teklifini 17 bin TL olarak sunmuştu. Yetkili sendika Tüm Bel-Sen İzmir 1 No’lu Şube meclis toplantısında, teklifin sandığa götürülmesi tartışmaları yürütmüş, Tüm Bel-Sen Emek Hareketinden şube yöneticilerinin kazanımsız teklifin sandığa sunulamayacağını belirtmelerine rağmen şube yürütme kurulu oy çokluğuyla sandık kararı almıştı. Kurulan sandıkta da emekçiler 2 bin 57 hayır oyu ile “Mücadeleye devam” mesajı vermesine karşın Tüm Bel-Sen 1 No’lu Şube ve İzmir Büyükşehir Belediyesi emekçilerin reddettiği sözleşmeyi imzalamıştı. Gelinen noktada Tüm Bel-Sen üyesi İzBB kamu emekçileri Emek Hareketinin çağrısıyla sendikayı olağanüstü genel kurula çağırıyor. Öyle ki, 90 delegenin topladığı imza 27 Eylül tarihinde sendikaya teslim edildi. Tüm Bel-Sen İzmir 1 No’lu Şube üyesi kamu emekçileri ve delegelerle süreci ve taleplerini konuştuk.

"KARAR SENDİKAMIZIN TÜZÜĞÜNE AYKIRI"

İlk olarak görüştüğümüz Tüm Bel-Sen İzmir 1 No’lu Şube denetleme kurulu üyesi ve delege Av. Murat Aziz Salbaş; emekc¸ilerin iradesinin yok sayılarak so¨zles¸me imzalandığını kaydederek, “Bu durum yalnızca antidemokratik degˆil aynı zamanda sendikamızın tu¨zu¨gˆu¨ne de aykırıdır. Referandumdan hayır çıkmasına karşın sözleşmenin imzalanması bundan sonra yapılacak olan referandumların meşruiyetini de yitirmiştir. Sendikamızın tu¨zu¨gˆu¨ ‘Sendikanın Amac¸ ve Hedefleri’ bo¨lu¨mu¨nu¨n 2. maddesinde yer alan ‘TU¨M BEL-SEN, u¨yelerine yo¨nelik baskıya ve so¨mu¨ru¨ye kars¸ı mu¨cadele eder. Tu¨m maddi ve insani degˆerlerin yaratıcısının emek oldugˆundan hareket ederek, u¨yelerinin daha ileri ekonomik, demokratik, hukuksal, sosyal hak ve c¸ıkarlarını koruyup gelis¸tirmeyi amac¸lar; Bu amaca ulas¸mak ic¸in demokratik ilkelerden sapmadan sendika ic¸i demokrasiyi en genis¸ anlamda savunur’ bic¸imindedir. Ayrıca aynı maddenin devamında birlik ve dayanıs¸manın o¨nemi, ‘U¨yelerinin so¨z ve karar sahibi oldugˆu, is¸yerlerini temel alan o¨rgu¨tlenme modelini amac¸lar. I·s¸leyis¸te demokratik merkeziyetc¸ilik ilkesini benimser’ ve ‘Her tu¨rlu¨ sosyal, siyasal ve demokratik mu¨cadelede emekc¸ilerden yana tavır alır’ ifadelerinde sendikal demokrasi tanımlaması nettir.

Anlas¸ılacagˆı u¨zere s¸ube yu¨ru¨tme kurulu I·zBB ve bagˆlı kurus¸larında c¸alıs¸makta olan biz emekc¸ilerin iradesini hic¸e sayarken, sendikamızın tu¨zu¨gˆu¨mu¨nü de ihlal etmis¸tir” diye konuştu.

"YÖNETİM DEHAL HUKUKU İŞLETEREK KONGRE KARARI ALMALIDIR"

Sendikaya duyulan güvenin sarsıldığını vurgulayan Salbaş, “Şube yu¨ru¨tmesinin bundan sonra bizleri temsil etme yetkisi kalmamıs¸tır. Sendikamızda yas¸anan u¨ye kayıplarının durması ve sendikal demokrasinin tesisi ic¸in tu¨zu¨gˆu¨mu¨zu¨n 38.maddesi geregˆince s¸ube olagˆanu¨stu¨ kongresinin bir an o¨nce yapılmasını bu su¨rec¸te en dogˆru tavır olarak go¨rerek, 27 Eylül 2024 tarihinde sendikaya 90 delege imza vererek olagˆanu¨stu¨ genel kurul toplanmasını talep ettik” diye konuştu. Son olarak olağanüstü kongre talebinin sendika tu¨zu¨gˆu¨nce kesin hu¨ku¨m ic¸eren dayanagˆını aktaran Salbaş, “Tüzu¨gˆu¨mu¨zu¨n 38. Maddesi Olagˆanu¨stu¨ S¸ube Genel Kurulu toplanmasına ilişkin şu başlıkları içerir: ‘a) S¸ube Yu¨ru¨tme Kurulu ve S¸ube Denetleme Kurulu gerekli go¨rdu¨gˆu¨ zaman; b) Genel kurul delegelerinin 1/5’nin yazılı istegˆi u¨zerine, en gec¸ 60 gu¨n ic¸inde olagˆanu¨stu¨ genel kurula gidilir; c) S¸ube Yu¨ru¨tme kurulundaki bos¸almalardan dolayı yedeklerle tamamlanan asil u¨ye sayısı, u¨ye tam sayısının salt c¸ogˆunlugˆunun altına du¨s¸mesi durumunda, en gec¸ 60 gu¨n ic¸inde olagˆanu¨stu¨ genel kurula gidilir’ şeklindedir. Sendika yönetimi sendika içi demokrasiye uymayan işlem ve uygulamalarda bulunduğundan olağanüstü genel kurul için yeterli ve ciddi nedenler fazlasıyla bulunmaktadır. Dolayısıyla Sendika Yönetim Kurulu bir an önce hukuki işleyişi işleterek Olağanüstü Genel Kurul’a gitme kararını almak zorundadır. Tüm Bel Sen sendikasının demokrasiye inancının tam olduğuna inanmaktayız, 90 delegenin iradesinin hiçe sayılması durumunda yargısal haklarımızı da kullanmaktan çekinmeyiz. Ancak delegelerin sesine kulak vereceklerine yürekten inanıyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

Akabinde görüştüğümüz İZSU İş Yeri Temsilcisi ve kongre delegesi Barış Sözen ise, mücadelelerinin tüm emekçilere yol gösteren bir hat oluşturduğunu ancak sendika şube yönetiminin zamanla baskılara boyun eğdiğini dile getirerek, “Ben ve birçok arkadaşım gelen son teklif karşısında referanduma gidilemeyeceği, sandık kurulması için şartların oluşmadığını defaatle söylenmesine rağmen maalesef yürütme tarafından 5’e 2 çoğunlukla sandık kararı alındı. Aceleyle uygulamaya konan sandık sonucunda çıkan hayır iradesine rağmen, kimden ve nasıl geldiği belli olmayan baskı sonucunda sözleşme imzalandı. Emekçilerin iradesini hiçe sayan bu tutumu imzalar atıldığı andan itibaren kınadığımızı ve bu karara imza atanların istifa etmesi gerektiğini belirttik. Ancak ne yazık ki davetimiz karşılık bulmadı” şeklinde konuştu. Gelinen nokta itibariyle bu yaklaşıma yönelik sendika tüzüğüne dayanarak harekete geçtiklerini kaydeden Sözen, “90 delege arkadaşımızdan aldığımız dilekçeleri şube yürütme kuruluna teslim etmiş bulunuyoruz. Belirtmiş olduğum tüm bu olaylar üzerinde sorumluluğu olan şube yürütmesinin gecikmeden en doğru kararı vermesini ve olağanüstü genel kurul kararını biran önce almasını bekliyoruz” dedi.

"ÇÖZÜM İSTİFADA DEĞİL, MÜCADELEDE"

Özveriyle sürdürülen mücadele akabinde, emekçilerin iradesinin yok sayılarak toplu sözleşme imzalanmasının süreci hüsran ile sonlandırdığını aktaran kongre delegesi ve şube disiplin kurulu üyesi Veteriner Hekim Ersoy Yıldırım, “Sendikanın gücünü emekçiden aldığını bilen birisi olarak, emekçinin yok sayılması kabul edemeyeceğim bir tutumdur. İnandığımız yoldan vazgeçmeyerek, iş yerlerimizde gülerek imzalanan, kazanımsız toplu sözleşmeye aldığımız tepkiler üzerine şube yönetimini olağanüstüne çağırarak mücadelemizi yerine getiriyor, üyelerimize istifa etmenin doğru olmadığını mücadele ile her şeyin değişebileceğini göstermek istiyoruz” diye konuştu.

Demokratik işleyişe sahip olan bir sendikada üyelerin ve temsilcilerin kritik rol oynadığını belirten Yıldırım, “Temsilciler çalıştığı ortamda üyenin talebini şube yönetimine ileterek üzerine düşeni yerine getirir, şube yönetimi de temsilcilerin kararlarını görmezden gelmez buna göre hareket eder. Demokratik sendikalarda sandık kuruluyorsa çıkan sonuca uyulması beklenir. Delegelerin tüzükte belirtilen sayıda olağanüstü çağrısına kulak tıkayamaz gereğini yapar. Bizler de bunu bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Zabıta olarak görev yapan İş Yeri Temsilcisi ve delege Ümit Dikme ise, “Belediye idaresinin taleplerimizi görmezden gelmesi malumu üzerine sendikamız da almış olduğu eylem kararlarını hayata geçirdi. Belediye idaresi ise karşı hamle olarak iş yerlerimizde bizi emniyet güçleri ile karşıladı. Süreç ilerledikçe eylemlere katılım daha da artış gösterdi hatta 2 binden fazla belediye memuru Egemenlik Evi’ne yürüyüş gerçekleştirdi. Direniş belli bir ivme kazandığı anda belediye idaresi, ben dahil 7 arkadaşımızı somut bir soruşturmaya dahi dayanmayan  hukuksuz bir başkanlık oluru ile açığa aldı. Sendikaya 18 ay geçerli, yakın vadede pula dönecek bir sözleşme taslağını dayattı. ‘Taslağı imzalayın yoksa sıfır SDS yatar, arkadaşlarınız göreve dönemez’ dediler. Sendika yürütmesindeki çoğunluk, Şube Meclisi toplayıp karar almak istedi. Emek mücadelesini ve sınıf sendikacılığını savunan bizler, eylemliliklerin sürdürülmesi, şube meclisi gibi uygulamalar ile mücadelemizin sönümlendirilmemesi, açığa alınan arkadaşlarımızın rehine pazarlığının malzemesi haline gelmemesi konusunda tavrımızı ifade ettik. Ancak sendika yürütmesindeki çoğunluk, belediye idaresinin tehditleri karşısında ‘sandık’ dedi. Akabinde kurulan sandıkta emekçilerin çoğunluğu, biz açığa alınan arkadaşlar göreve dönene kadar herhangi bir sözleşme imzalanmaması ve eylemlilik halinin sürdürülmesi kararını verdi. Ne olduysa bundan sonra oldu ve sendika yürütmesindeki çoğunluğun tutumu bu andan itibaren farklı bir yol seyretti. Açığa alınan bizler henüz göreve iade edilmemişken ve ortada şube meclisinde alınan mücadeleye devam kararı varken sendika yürütmesindeki çoğunlukta bulunan arkadaşlar, belediye idaresinin dayattığı toplu sözleşmeyi imzaladılar. Başta üyeler olmak üzere kamuoyunda ciddi bir tepki oluşmaya başladı. Sendikada tepki istifaları artmaya başladı. Bizler sendika yürütmesinin özeleştiri vermesini beklerken yürütme hiçbir şey olmamış gibi davranmaya devam etti. Tüzüğümüz gereği delege sayımızın 1/5’i kadar delegenin dilekçe vermesi durumunda olağanüstü kurul çağrısı yapabiliyorduk ve biz neredeyse mevcut delegelerin 1/3’ünün imzasıyla sendika yürütmesini olağanüstü kurul çağrısı yapmaya davet ettik” ifadeleriyle süreci özetledi.

"SENDİKAMIZ BÜROKRATİK SENDİKACILIK ANLAYIŞINA KAPILDI"

Ekonomik bunalımın emekçilere fatura edilmeye çalışıldığı, yerel seçimler sürecindeki vaatlerin unutulduğu ve talepleri etrafında bir araya gelen emekçilerin baskı ile karşılaştığını aktaran Dikme,  “Yürütme; açığa almalar, soruşturma tehditleri, görevden almalar, TİS’in eksik yatırılması hatta yatırılmama tehditleri gibi baskılara boyun eğmiş ve üretimden gelen gücüne inanmayıp  mücadele yolunu seçmek yerine tüm sendikaları kanser gibi saran bürokratik sendikacılık anlayışına kapılmıştır. İş yerlerinden ve emekçilerden kopan sendika yürütmesi, emekçilerin sandıkta ifade ettiği ‘mücadeleye devam ve dayatmalara hayır’ söylemlerine rağmen kapalı kapılar ardında Belediye İdaresinin dayattığı taslağı imzalamıştır” diye konuştu.

Belediye emekçilerinin, kendi iradelerine rağmen imzalanan kazanımsız toplu sözleşme ve yaşanan sürecin meydana getirdiği güvensizlik ortamı nedeniyle rahatsız olduğunu kaydeden Dikme, “Emekçiler, sendika yürütmesinin sorumluluk alarak süreç hakkında özeleştiri vermesini ve istifa mekanizmasını işletmesini beklemiştir. Ancak bu bir iki kişi dışında pek dile getirilmemiş, aksine her şey normalmiş gibi bir tavır takınılmıştır. İşte bu durumlar üzerine sendikaya duyulan güvenin yeniden tesis edilmesi, üyelerin fikirlerine ve düşüncelerine saygılı sendikal anlayışın hakim olduğu, tek mücadele kaynağının üretimden gelen güç olduğunu bilen bir sendika yürütmesi oluşabilmesi için olağanüstü kurul talebini yinelemiştir. Olağanüstü kurul kararı alınarak güvenoyu alınması yeni seçilecek yönetimin ivedilikle yüzünü iş yerlerine ve emekçilere dönmesini iş yerlerindeki sorunların çözülmesini sağlayacaktır” dedi.

EVRENSEL

SENDİKA BÜLTENİ SAYFASINI
YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #
SON EKLENEN HABERLER