SON EKLENENLER

Diyanet Sen: Vergide adalet istiyoruz

Diyanet-Sen teşkilat eğitim toplantılarının dördüncüsü   Nevşehir Kozaklı’da gerçekleştirildi.
20 Şubat 2025 17:25

Diyanet-Sen teşkilat eğitim toplantıları aralıksız devam ediyor. Genel Başkan Ali Yıldız’ın başkanlığında dördüncüsü gerçekleştirilen toplantıya Diyanet-Sen genel merkez yönetim kurulu üyeleri, Adana, Aksaray, Elazığ, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Karaman, Kayseri, Kırşehir, Malatya, Mersin, Nevşehir, Niğde, Osmaniye, Sivas, Şanlıurfa ve Tunceli Şube Başkan ve yönetimleri, Kilis İl Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri, ilçe ve iş yeri temsilcileri, Genel Merkez Kadınlar Komisyonu Başkanı Nurhan Yıldırım ve şube kadın komisyon başkanları ve başkan yardımcıları katıldı.

Yıldız: Ülkemiz ve Coğrafyamız Zorlu Bir Süreçten Geçiyor

Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Genel Başkan Ali Yıldız, insanlık olarak zor zamanlardan geçtiğimizi, emperyalizmin bütün dünyayı kan deryasına dönüştürdüğünü, kapitalist sömürü çarkının mazlumların kanıyla döndüğünü, açlığın, yoksulluğun insanlığa dayatıldığını belirterek “Küresel fakirlik ve açlığın kol gezdiği bu kirli düzende çocuklar açlıktan ölürken, dünyanın en zenginlerinin servetleri katlanarak büyüyor. Neoliberal baronlar kaynaklarımızı yağmalıyor, insanlarımızı öldürüyorlar. Ormanlarımızı yok ediyor, havamızı, suyumuzu kirletiyor, ekini ve nesli ifsad ediyorlar. Dünyadaki en zengin yüzde 1'lik kesim tüm küresel servetin%43'üne sahip. 5 milyarlık nüfusun payına düşen ise sadece yüzde 1,3. Korkunç ve vahşi bir düzen. Onlar insanlığı sömürmese dünyada ne açlık olurdu ne de yoksulluk. “Bire dokuz, dokuza bir” çarpıklığını durdurmak bir insanlık görevidir. Çünkü emperyalizmin demokrasi, eşitlik, özgürlük, insan hakları kavramlarıyla cilaladığı bu düzen bir sömürü ve soykırım düzenidir. İnsanlık cehennemi yaşarken sömürü düzeni bütün hızıyla devam ediyor. Emperyalizm yakıyor, yıkıyor, öldürüyor, sömürüyor.” Dedi.

Kudüs de, Aksa da, Gazze de, Şeria da Filistin’indir, Filistinlilerindir!

Gazze halkının ve Hamas’ın; ABD ve pek çok ülkenin desteklediği soykırım karşısında sergiledikleri kahramanca tutumun tüm dünyada vicdan sahibi insanlar tarafından yürüyüşlerle, boykotlarla, eylemlerle sahiplenildiğini kaydeden Yıldız “Geldiğimiz noktada; işgalci çetenin Gazze’yi yok etmek hedefiyle başlattığı ahlak tanımaz saldırılar, inancın ve sabrın karşısında hezimetle sonuçlanmış; Soykırım Kabinesi, “Yok edeceğiz” dedikleri Hamas’la masaya oturmak zorunda kalarak bir yenilgi belgesi olan ateşkesi kabul etmiştir. Çok açık ve net bir gerçektir ki ateşkes, insan haysiyetinin galip geldiği Gazze halkının açık bir zaferidir. Azmin ve sabrın sembolü kahraman Gazze halkını ve zaferini selamlıyoruz. Gazze’de 471 gün boyunca yaşanan soykırımı her platformda dile getirme ve soykırımcı markaları boykot noktasındaki kararlılığımızı yeniden güçlü bir şekilde vurguluyor, “Ateşkes Soykırımın Üstünü Örtmesin!” diyoruz. Netanyahu ve bazı kabine üyeleri hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin verdiği tutuklama kararının uygulanması çağrımızı da yineliyoruz. Siyonist iş birlikçi Trump ve yönetimi kalkmış, bütün ömürlerini Filistin davasına adayan ve 7 Ekim’de başlayıp 471 gün devam eden soykırıma şanlı bir direnişle karşı koyan, bu uğurda 50.000'den fazla şehit veren ve110.000 daha fazlasının  toprakları için yaralandığı ve adeta kanla suladıkları topraklarından çıkmalarını istiyor. Filistinli kardeşlerimizi emlak teklifi yaparak kandırabileceklerini zanneden Trump ve avanesiiyi bilmelidir ki: Gazze yenilmezdir ve geçilmezdir. Siyonistleri yerle yeksan eden Gazze direnişi ABD askerlerini de rezil rüsva edecektir. Filistin’i asla yalnız bırakmayacağız. Trump ve yönetiminin Filistin halkının Gazze’den sürülmesini, yerlerinden edilmesini veya başka ülkelere gönderilmesini hedefleyen projesi kesinlikle kabul edilemez. Filistin Filistinlilerindir. Ateşkesin devamı sağlanmalı; dünya, işgalin meydana getirdiği yıkımın ve on binlerce insanın katledilmesinin hesabını siyonist rejimden sorarak cezalandırmalıdır. Gazze’nin Gazzeliler eliyle yeniden inşası ve Filistinlilerin iradesinin topraklarındaki hâkimiyeti dünya barışı ve huzuru için temel şartlardan biridir. Gazzeli kardeşlerimizi Mısır ve Ürdün’ün çöllerine sürmek, etnik temizlik yapmak isteyen Trump’a diyoruz ki: Zulmünüz yüz yıllıksa direnişimiz bin yıllıktır. Oyununuz büyükse, Allah tek büyüktür! Kudüs de, Aksa da, Gazze de, Şeria da Filistin’indir, Filistinlilerindir!

Neden En Çok Müslümanlar Katlediliyor?

Müslümanlar olarak hepimizin “Neden en çok Müslümanlar katlediliyor?” sorusunu kendimize sormamız gerektiğini ifade eden Yıldız “Çünkü bizler köklerimizden koptuk. Kendimizi yenileyemedik. Sömürüye açık hale geldik. İlmi, tefekkürü, dayanışmayı, kardeşliği kaybettik. Medeniyet değerlerimiz unutturuldu, ulusal sınırlar içinde öksüz bir şekilde yaşıyoruz.Dünyaya söyleyecek sözümüz var ama onu medeniyetimizde arayıp bulmuyoruz. Oysa dünya adaleti bizden bekliyor. Mazlumların bize ihtiyacı var. İşsizin, yoksulun, gurebanın bize ihtiyacı var. Alın terinin hakkını alamayan emekçinin bize ihtiyacı var. Emperyalizmin talan ettiği doğanın bize ihtiyacı var. İfsad edilen, boşluğa düşen gençlerimizin bize ihtiyacı var. Uyuşturucu bataklığına saplanmış, kumar belasına düşmüş, kötü yola bulaşmış gençliğin bize ihtiyacı var.Görüş alanımızdan çıkmış, unutulmuş insanların bize ihtiyacı var. Emperyalizmin ülkemizi de çembere aldığı bir zeminde bize ihtiyaç var. Sorumluluk öncelikle bizde, çünkü; Metropollerden en ücra köylere kadar her yere yayılmış camilerimizle, Kur’an Kurslarımızla, üyemizle, teşkilatımızla sahada biz varız.İnsanlığın yüzünü fıtrata, ahlaka, bilgiye döndürecek olan biziz, sizlersiniz.” Şeklinde konuştu.

Her İmkan Bir İntihandır

Her imkanın aynı zamanda bir imtihan olduğunu belirten Yıldız konuşmasına söyle devam etti:

İmkanı heba etmek vebaldir. Konformizme düşme lüksümüz yok. Tembellik etme lüksümüz yok. Okçular tepesini terk etme lüksümüz yok. Çünkü biz Diyanet-Sen’iz. Biz medeniyetin hamilleriyiz. Gazze de bizden sorulur, Konya da! Şam da bizden sorulur Van da! Doğu Türkistan da bizden sorulur, Arakan da, Bosna da, İstanbul da! Bizim sendikacılığımız değerler sendikacılığıdır. Biz dünyayı selam yurdu kılmak ile mükellefiz. Biz bu acımasız dünyaya karşı vicdan ve merhameti temsil ediyoruz. Ve bizi bu kirli düzene alıştırmak isteyenlere karşı emperyalizmin karşısında her gece direniş ateşini yakmaya devam edeceğiz. Ayşe Ezgi Eygi kardeşimiz, Rachel Corrie gibi mazlumlar için canını feda ettiyse, bizim gözümüzü kapatıp huzurlu bir uyku çekme hakkımız yok.Gidip de Gazze de şehid olalım demiyorum ama hakikatin sesi, hakkaniyetin temsilcisi olalım. Mazlumlara kol kanat gerelim, çocuklarımızı gençlerimizi kirli propagandalara karşı bilinçlendirelim, emperyalizmin hedefi olan aileyi tuzaklara karşı koruyalım.

Aile Eylem Planımızla Güzel Çalışmalara İmza Atacağız

Toplumun temelinin aile olduğunu vurgulayan Yıldız “ Görüyorsunuz aile yapımız büyük saldırılar altında, dağılıyor. Televizyon dizileri, sabah programları, dijital platformlar, moda sektörü, fenimist lobiler, pompalanan bireycilik ve kapitalist tüketim kültürü aileyi mahvediyor. Maalesef ailenin korkunç bir karanlığa çekildiğine şahit oluyoruz. Bizler de sorumlu sendikacılık gereği 3 aydır aile eylem planımız üzerinde çalışıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız 2025’i “aile yılı ilan etmesi de bu açıdan güzel bir tevafuk oldu. Biz sendikacılığın besmelesi olarak; ahlaksızlığı sıradanlaştıran sabah programlarına, dizilere, aileyi yok etmeyi amaçlayan feminist söyleme, toplumsal cinsiyet eşitliği safsatasına, sosyal medya ahlaksızlığına müsaade edemeyiz, etmeyeceğiz. Bu noktada teşkilatımızın gücü, hassasiyeti, idraki çok önemli. Küresel saldırılara karşı ailenin de, emeğinin hakkını alamayan emekçinin de güçlü ve bilge bir Diyanet-Sen’e ihtiyacı var.” İfadelerine yer verdi.

Tarihin Yanlış Gidişine Dur Demek İçin Yola Çıktık

Yıldız, kutlu bir dava için yola çıktıklarını belirterek “Biz ‘yol aziz, menzil mübarek’ diyerek kutlu yola revan olan, tarihin yanlış gidişine dur demek için yola çıkan, köklerinden aldığı güçle tarihin doğru yerinde duran; sömürü düzenini erdemli mücadeleyle değiştirmenin, ümmetin özgürlük mücadelesine omuz vermenin, emeği kapitalizmin zindanından azat etmenin mücadelesini verenleriz. Söylemi ve duruşuyla milletin umudu olan bir teşkilatız. Millet iradesine pranga vurdurmayan, 12 milyon 300 bin imzayla başörtüsüne özgürlük yolunu açan teşkilatız. İmam hatip ortaokullarının, Kur’an kurslarının yeniden açılmasını, Kur’an-ı Kerim ve siyer derslerinin müfredata girmesini sağlayan, katsayı adaletsizliğini çöp sepetine atan teşkilatız. 17-25 Aralık’ta, Gezi kalkışmasında, 6-8 Ekim provokasyonunda, Çukur teröründe, paralel pusularla, gölge oyunlarıyla, terörle, milletin istikametini değiştirmek isteyenlere karşı, küresel operasyonu gören, sesini yükselten, gerektiğinde sahaya inen teşkilatız. 15 Temmuz’da tankların gölgesinde büyüyen korkuyu tekbirlerle, salalarla parçalayan, al bayrağın altında, vesayetin tarihe gömülmesinde rol alan, tarihin doğru yerinde duran teşkilatız” şeklinde konuştu.

Adil Bir Yer Küre, Güçlü Bir Türkiye

Ülkemizde yaşanan her afette teşkilat olarak seferber olduklarını belirten Yıldız “Depremde sarsıldığımızda, sellerde, yangınlarda bu teşkilat hep yaraları sarma derdinde oldu. Mağdurun mazlumun yanında oldu. Tasavvurumuz ‘adil bir yerküre’, hedefimiz ‘güçlü büyük Türkiye’dir. O yüzden biz günü kurtaran değil, geleceği kuran, şartların dönüştürdüğü değil, şartları dönüştüren bir teşkilatız. Kısacası, biz gelecek günlerin, kalıcı iş ve eylemlerin sendikasıyız. Bizim için adalet mücadelesi omuzlarımıza inancımızın yüklediği kutsal bir emanettir. Hedeflediğimiz neslimizi ve aileyi korumaktır. Sapkın lobilere karşı mücadelemiz hep bu duruşumuzun gereğidir” değerlendirmesinde bulundu.

Doğruları Alkışlarız, Yanlışa da Yanlış Deriz

Din eğitiminden tasarruf olmayacağını söyleyen Yıldız konuşmasına şöyle devam etti: Fahri Kur-an Kursu öğreticilerimizin tasarruf tedbirleri nedeniyle sözleşmelerinin iptaline karşı çıktık ve göreve başlamalarını sağladık. Vekil imamların asgari ücretin bile altında kalan maaşları için açtığımız davayı kazandık. Şube Müdürü ve Murakıp hocalarımızın Hac ve Umre hizmetlerinde kafile başkanı olarak tekrar görevlendirilmesini sağladık. Biz Diyanet-Sen’iz. Hainlere karşı devletimizin arkasında durur, Başkanlığımıza laf ettirmeyiz. Ama doğruları alkışladığımız gibi yanlışları da görmezden gelmeyiz. Yanlış yanlıştır. Hükümetin enflasyonun faturasını ücretliye çıkarması yanlıştır. Yüzde 11.54 gibi komik bir zammı memura uygun görmek yanlıştır. Bunları içimize sindirmemizi kimse beklemesin. Maaş artışının enflasyonu azdıracağı şeklindeki söylem yanlıştır. Memura refah payını çok görmek yanlıştır. Maliye Bakanlığının, alacağında cömert, vereceğinde ise cimri davranması, Memura yüzde 11.54 verirken yeniden değerleme oranını yüzde 43.93 oranında artırması yanlıştır. Sermayeyi büyüten, vatandaşı küçülten, az kazanandan çok, çok kazanandan ise az vergi alan bu vergi sistemi yanlıştır.   Biz; gelir dağılımında adalet istiyoruz. Vergide adalet istiyoruz. Enflasyonu düşürün, fiyat istikrarını sağlayın ama bunu emekçiyi ezerek yapmayın, diyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığının, din görevlilerinin teşkilata olan aidiyetini zayıflatan bir takım uygulamaları da yanlıştır. Ancak hariçten gazel okuyanların Diyanet İşleri Başkanlığını yıpratmasına, Diyanet üzerinden ortak değerlerimize saldırılmasına da müsaade etmeyiz.

Biz, teşkilatın zayıf düşürülmesine göz yummayız. Ancak hariçten gazel okuyanların Diyanet İşleri Başkanlığını yıpratmasına, Diyanet üzerinden ortak değerlerimize saldırılmasına da müsaade etmeyiz. Diyanetin maaş anlaşma uygulaması da yanlıştır.

Katılım bankalarının rekabetten uzak bankacılık anlayışı, alt yapılarının yetersizlikleri, bir anlamda diyanet teşkilatını kendilerine mecburmuş gibi görmeleri canımıza tak etti. Bu sorunu da basın açıklamalarımızla, eylemlerimizle, imza kampanyamızla yine çözecek olan biziz inşallah.

Çözüm Bekleyenler Sorunları Biliyoruz ve Çözüm İçin Gayret Gösteriyoruz

Çözüm bekleyen sorunlar konusunda da büyük gayret gösterdiklerini belirten Yıldız “Sendikacılık çözüm üretme mercisidir. Diyanet ve vakıf çalışanlarının aile birliğinin sağlanması noktasında eş durumu mazeretinin bir yıla indirilmesi, yüzde doksan beşi memnun eden 3600 ek gösterge düzenlemesinin, kalan yüzde beşlik idari personel için de verilmesi, 4-6 yaş ve Yatılı Hafızlık Kur’an Kurslarındaki Öğreticilerin de MEB’deki anaokulu veya anasınıfı öğretmenleriyle aynı imkânlara sahip olması için çalışmalarının devam ettiğini, vekil din görevlilerinin ve fahri ve geçici Kur’an Kursu Öğreticilerinin kadroya alınmasını için de mücadele ettiklerini söyledi.

100 Bin Üye Hedefimize Birlikte Ulaşacağız

Başarmak için güçlü olmak, bunun için de üye sayısının artırılması gerektiğine vurdu yapan Yıldız sözlerine şöyle devam etti:

Bu yüzden 15 Mayıs’a kadar vites yükselterek üye seferberliği başlatacağız. Ayak basılmadık iş yeri bırakmayacağız. Psikolojik eşik olan 90 bini aşacak, sayımızı 100 bine ulaştıracak azim, inanç ve kararlılığı ben bu teşkilatta görüyorum. Bizim derdimiz medeniyet değerlerimizle aydınlanmış Yeniden Büyük Türkiye’dir…Diyanet-Sen hak, emek, adalet mücadelesidir. Diyanet-Sen emeğin, emekçinin kabul edilmiş duasıdır, salih ameldir. Diyanet-Sen prensip demektir, ahlak demektir. Alın terini emekçiye, mazluma, mağdura hasretmektir. Diyanet-Sen’li olmak dava sahibi olmaktır, İstikamet üzere yol yürümektir. Memur-Sen’li olmak, emeği, ekmeği aziz bilmektir.

Çok iyi biliyoruz ki, tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz. Sahada olmayan sendikaların yüzleri olmayınca yüzsüzlük devreye giriyor doğal olarak. Ancak Diyanet ve Vakıf çalışanları, kimin gerçekten emek vererek çalıştığını kimin 15 Mayıs öncesi sahayı kirletmeye çalıştığını gayet iyi biliyor. Bu yüzden her 15 Mayıs sonrası hezimete uğruyorlar. Eseri olmayanların irapta mahalli olmaz, olmuyor da. Hizmet yerine zillet sendikacılığı yaptıkça yok hükmünde kalmaya devam edecekler. Çünkü eser ortada, mimar ortada. Kimin ter akıttığı, kimin kin akıttığı ortada. Bizim teşkilatımız için başarmak bir tercih değil, yükümlülük, sorumluluktur. Haksızlık karşısında susmayacağız. Haktan, hakikatten ayrılmayacağız. Mazlumu, mağduru yalnız bırakmayacağız. Emperyalizme, siyonizme, kapitalizme, direneceğiz.

Koca: Emek ve Alınteri Merkezli Sendikacılık Yapıyoruz

Programın açılışında bir selamlama konuşması yapan Nevşehir Şube Başkanı Yasin Koca, Diyanet-Sen’in hak, emek, adalet mücadelesi olduğunu belirterek “Diyanet-Sen emeğin, emekçinin kabul edilmiş duasıdır, salih ameldir. Diyanet-Sen prensip demektir, ahlak demektir. Alın terini emekçiye, mazluma, mağdura hasretmektir. Kurucu Genel Başkan merhum Ahmet Yıldız öncülüğünde başlayan Diyanet ve Vakıf hizmet kolu çalışanlarının hak ve özgürlük mücadelesini Diyanet-Sen 26 yıldır aralıksız devam ettirmektedir ve 21 yıldır yetkili sendikadır. Bu destansı öyküyü başlatan, başarılarla büyüten, bugünlere getiren başta Ahmet Yıldız olmak üzere ahirete irtihal etmiş öncülerimize Rabbimden rahmet, hayatta olanlara sağlık ve afiyet, mücadeleyi sürdüren siz liderlerimizin şahsında tüm teşkilatımıza muvaffakiyet diliyorum” şeklinde konuştu.

Programının öğleden sonraki oturumunda Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Üyesi Dr. Mehmet Baki Öztürk tarafından “Kurumsal Aidiyet ve Motivasyon” konulu bir sunum gerçekleştirildi.

Hukuk Müşaviri Hacı Muharrem Mankır tarafından hukuki süreçlere dair bilgilendirme yapıldı.

Genel Merkez Kadınlar Komisyonu Başkanı Nurhan Yıldırım, kadınlar komisyonu olarak yaptıkları çalışmalar ve şube kadınlar komisyonu teşkilatlanması konusunda bilgi verdi. Genel başkan yardımcıları alanlarına dair bilgilendirmede bulundu.

Nevşehir Kozaklı’da gerçekleştirilen teşkilat eğitimi katılım sertifikalarının dağıtılması ve aile fotoğrafının çekilmesi ile sona erdi.

SENDİKA BÜLTENİ

SENDİKA BÜLTENİ SAYFASINI
YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #
SON EKLENEN HABERLER