YAVUZ açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
CHP başvurdu, AYM iptal kararı aldı, mücadele başa döndü, zaman kaybettik, engeller yine aşıldı ve yine çözdük. Bu döngünün bir kez olsun vatan millet yararına döndüğünü göremedik. Hep kaybeden çalışanlar, dar gelirliler ve kendi halinde işini yapmaya çalışan geniş kitleler oldu.
CHP önce özgürlüklerimize engel oldu, toplum engelleri bir bir aşınca da özlük haklarımıza saldırmaya başladı. Aradan geçen yıllara, verilen mücadeleye, ödenen bedele ve son yıllarda inanmamız beklenen “inançlara ve millete saygılı siyaset” masallarına rağmen “Kaosa kalkan 411 el” manşetinde sembolleşen çarpık zihniyet hala diri ve yaşıyor.
Hiç sıkılmadan, “Türkiye’de başörtüsü problemini biz çözdük.” dediler ve çarşaflı kadınlara parti rozeti taktılar. Zamanında iptal ettirdiklerini unutarak belediyeleri eli ile üniversite öğrencilerine burs vermeye başladılar. “Ülkede başöğretmen bir kişi olur.” diyerek, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu işlemez hale getirdiler, ardından öğretmenlerin yanında olduklarını söyleyebildiler.
İlkesiz siyaset böyle yaparken ilkesiz sendikacılık boş durur mu, onlar da önce bakanlık önünde sınavı protesto etti, sonra da gitti sınava girdi uzman/başöğretmen oldu.
Toplu Sözleşme İkramiyesinden yararlanma sınırı olarak getirilmek istenen örgütlenme barajının, işçi sendikalarında ve modern dünyada, sendikal mücadeleyi koruma işlevi gördüğünü bile bile manüplasyona devam ettiler. Yetkiliyken dayanışma aidatı isteyip yetkiyi kaybedince, “O, o zamandı.” denilebilen bir yerde başka ne beklenebilirdi?
Tutarlı davranarak çözüm ve kazanım üretenler, bütün zorluğuna rağmen umut olmaya devam ediyor. Yine çözdük ve aştık, toplu sözleşme ikramiyesi yeniden hayırlı olsun.
Bu son olur mu bilinmez ancak bir gerçek var ki toplumsal talebin önünde durulamıyor, iş olacağına varıyor. Öyleyse herkes dersini almalı ve samimi olmalı. Demekki neymiş, toplu sözleşme ikramiyesi yetkili sendikanın kasasına değil çalışanın bordrosuna yansıyormuş.
Bir ülkede defalarca mağdur ettiği insanların inançlarına, Cuma hutbesini bahane ederek saldıran, hakaret eden bir siyasi anlayış, hala dönüp özür dilemiyorsa yapacak daha çok işimiz var demektir.
Talat YAVUZ
Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri
SENDİKA BÜLTENİ SAYFASINI