AKAR açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Öncelikle 3 Aralık Dünya Engelliler Günü münasebetiyle tüm engelli kamu çalışanlarımızın talep ve sorunlarına dikkat çekerek sözlerime başlamak istiyorum.
Hak, emek ve insan onurunu esas alan bir anlayışla; engelli bireylerimizin hayatın her alanında eşit, erişilebilir ve güvenli koşullarda var olabilmesi ortak sorumluluğumuzdur.
Ülke olarak engelleri ortadan kaldıran, erişilebilirliği artıran, istihdamı güçlendiren, sosyal hayatı destekleyen adımları daha da büyütülmeliyiz.
3 Aralık, farkındalığı artırmak ve engelli bireylerin karşılaştığı sorunlara yönelik çözüm iradesini güçlendirmek için önemli bir hatırlatmadır. Engelleri birlikte kaldıralım eşit katılımı birlikte güçlendirelim.
Bugün açıklanan TUİK’in enflasyon rakamları ile Kasım ayı enflasyon oranı% 0.87 yıllık enflasyon% 31.07 olarak gerçekleşti. Bu rakamlarla 2025 yılı ikinci yarısı 5 aylık enflasyon oranı% 11.21 enflasyon farkı ise% 5.91 oldu.
Kamu görevlilerinin maaş ve ücretlerinin enflasyona göre güncellenmesine 1 ay kaldı. Kış aylarının getirdiği ek maliyetlerle birlikte, enflasyon rakamları ile sahanın gerçeği arasındaki makas daha da açılmıştır. Çalışanlar arası uygulanan ücret rejiminden rahatsızız.
2 yılı aşkın süredir uygulanan sıkılaşma politikaları beklenen sonucu vermek yerine kamu görevlilerini, sabit ücretlileri germekte, yükü az ücret alanın üzerine bırakmaktadır.
Kamu İşvereninin; “Enflasyonu; hedeflere uyduramayınca, maaşları beklenen enflasyona uydurmaya çalışması doğru bir uygulama değildir.
Uygulanan politikalar; gelir adaletsizliğini ve çalışanlar arası ücret dengesizliğini artırmış, emekli kamu görevlilerini üzmüş, geleceğe dair kaygıları yükseltmiştir. Buna ilave olarak; İşverenin birbirinden bağımsız iki farklı tutumu; kamu çalışanları arasındaki adaletsizliği büyütmüş, kamuda çalışma barışını bozmuştur.
İşveren; çalışanların haklarını küçültmeyi, gelir dağılımını dengesizleştirmeyi, hayatın gerçeklerini görmezden gelmeyi bırakmalı; 2026 yılı gelmeden emekliliğe de yansıyacak şekilde seyyanen zam ile Hakem’in adaletsizliğini gidermelidir.
Henüz kamu görevlileri zamlı maaşını almadan, Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına başlamadan, piyasadaki "zam beklentisi" ne yazık ki etiketlere çoktan yansıdı. Pazar-market fiyatları, henüz cebe girmeyen ücret artışlarını şimdiden eritti. Kamu görevlisine verilecek zammı korumanın yolu, fırsatçılığa geçit vermemek ve alım gücünü 'beklentiye' değil 'piyasa gerçeğine' göre tadil etmektir.
2026 yılı devlet alacaklarına uygulanacak Yeniden Değerleme Oranı%25,49 olarak belirlenmiştir. Bu doğrultuda trafik cezalarından, vergilere, pasaport ücretinden IMEI ücretine kadar tüm kamu alacakları bu oranda artacaktır.
Kamu görevlisinden alınacak tutar ortadayken; kamu görevlisine verilecek zammın bundan az olması ne matematiksel gerçeklikle ne de hakkaniyetle bağdaşır. Devletin alırken uyguladığı oran ile verirken baz aldığı oran arasında, çalışan aleyhine bir uçurum olmamalıdır.
Ülkemiz son 21 çeyrektir istikrarlı ve kararlı şekilde büyümesini sürdürmektedir. Konut sahip olmanın daha kısa sürede, gelecek hedeflerinin gerçekleşmesi daha kısa zamanda ve gelir dağılımı adaletsizliği oranın 0’a yaklaşması halinde bu büyüme bütün hanelerde ve kamu görevlilerimizin ceplerinde hissedilecektir. Kamu görevlilerimiz ve emeklilerimiz; büyüdükçe paylaşmanın, paylaştıkça da büyümenin bereketini bekliyor.
2026 Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Genel Kurul’a gelirken, üst kademe yöneticileri ve belirli meslek gruplarına ilave iyileştirme yapılmışken kamu görevlilerinin kronikleşen sorunları artık ötelenmemelidir. Üst kademe yöneticilerinin maaş artışları için mecliste tüm siyasi partilerin teklifiyle 30 bin lira ücret artışı yapılmaktadır. Biz buradan iktidar partisi ve meclisteki diğer siyasi partilere çağrıda bulunuyoruz. Diyoruz ki gelin üst kademe yöneticiler için yaptığınız bu iyileştirmenin memur ve emekliler için de yapın, gelin 16 bin lira olan en düşük emekli maaşını 30 bin lira yapın herkesin yüzü gülsün, emeklinin cebi dolsun, tabandan tavana herkese adil bir ücret dağılımı yapılsın.
Yıllardır gündeme getirdiğimiz;
?? Seyyanen zam verilmesi ve emekliliğe yansıtılması,
?? Mühendislik Meslek Kanunu ve THS’nin maaş/ücretlerinin iyileştirilmesi,
?? 1. Dereceye 3600 Ek Gösterge,
?? Akademik personelin mali haklarının iyileştirilmesi,
?? Tazminat Yansıtma Oranlarının düzenlenmesi,
?? Koruyucu Giyim Yardımının önündeki engellerin kaldırılması,
?? Üniversite ve diğer daire başkanlarının kapsama alınması,
?? Şube müdürü, müdür, şef ve diğer meslek grupları ile uzmanların mali haklarının iyileştirilmesi,
?? GİH ve YHS çalışanlarının beklentilerinin karşılanması,
?? Ücret, unvan ve yetki skalasının düzeltilmesi,
?? Disiplin Affı, 11. Yargı Paketi içerisinde mutlaka yer almalı,
?? Sendikal örgütlenmenin önünü tıkayan 4688 Sayılı Kanun’un antidemokratik yapısı değiştirilmeli,
konu başlıkları başta olmak üzere sorunların çözülmesi gerekmektedir.
Buradan Meclis Genel Kurulu’na çağrımızı bir kez daha yineliyoruz. Üst düzey yöneticiler ve belirli meslek grupları için yapılan iyileştirmeye ilave olarak, kamu görevlilerimizin bütününü kapsayacak, ifade ettiğimiz sorunları çözecek, çalışanlar arasında ayrım yapmayacak şekilde tüm siyasi partilerin ortak kararıyla Kanun Teklifi genişletilmelidir.
Memur-Sen Eskişehir İl Temsilciliği adına
İbrahim Akar
SENDİKA BÜLTENİ SAYFASINI