Genel Başkan Ali Yıldız’ın başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya Diyanet-Sen Onursal Genel Başkanı İstanbul Emekli Baş Vaizi Mustafa Akgül, genel merkez yönetim kurulu üyeleri, Ankara 1,2,3,4,5 ve Vakıflar Şubeleri, Zonguldak, Yozgat, Konya, Sinop, Kırıkkale, Kastamonu, Karabük, Eskişehir, Düzce, Çorum, Çankırı, Bolu, Bartın, Afyon şubeleri ve Bilecik İl Temsilciliği başkan ve yönetim kurulu üyeleri, ilçe ve iş yeri temsilcileri, Genel Merkez Kadınlar Komisyonu Başkanı Nurhan Yıldırım ve Başkan Yardımcısı Neşe Okuroğlu ve şube kadın komisyon başkanları katıldı.
Toplantının açılışında konuşan Genel Başkan Ali Yıldız, Diyanet-Sen’in hak, emek, adalet mücadelesi olduğunu belirterek “Diyanet-Sen emeğin, emekçinin kabul edilmiş duasıdır, salih ameldir. Diyanet-Sen prensip demektir, ahlak demektir. Alın terini emekçiye, mazluma, mağdura hasretmektir.” Dedi.
Kurucu Genel Başkan merhum Ahmet Yıldız öncülüğünde başlayan Diyanet ve Vakıf hizmet kolu çalışanlarının hak ve özgürlük mücadelesinin 26 yıldır aralıksız devam ettiğinin altını çizen Yıldız “Diyanet-Sen 26 yıllık emek, tecrübe, başarı ve onur mücadelesinin öyküsüdür. Sendikacılıkta ilklerin, kırılması zor rekorların, yüzlerce kazanımın adıdır. 21 yıllık yetkili olduğumuz dönem din görevlilerinin altın çağı olmuştur. 26 yıl önce başlayan bu yolculuk kuru bir sendikal söylem değildir. Kendi medeniyetimizi referans alan, Hilfu’l-füdul Andı’yla şekillenen, fütüvvetten, ahilikten beslenen, ‘başkalarına benzemeyen, kendisi olmayı önceleyen’ bir anlayışla ‘Erdemliler Hareketi’ olarak yola çıkıldı. Bu destansı öyküyü başlatan, başarılarla büyüten, bugünlere getiren başta Ahmet Yıldız olmak üzere ahirete irtihal etmiş öncülerimize Rabbimden rahmet, hayatta olanlara sağlık ve afiyet, mücadeleyi sürdüren siz liderlerimizin şahsında tüm teşkilatımıza muvaffakiyet diliyor, şükranlarımızı sunuyorum.”
Kutlu Bir Dava İçin Yola Çıktık
Yıldız, kutlu bir dava için yola çıktıklarını belirterek “Biz ‘yol aziz, menzil mübarek’ diyerek kutlu yola revan olan, tarihin yanlış gidişine dur demek için yola çıkan, köklerinden aldığı güçle tarihin doğru yerinde duran; sömürü düzenini erdemli mücadeleyle değiştirmenin, ümmetin özgürlük mücadelesine omuz vermenin, emeği kapitalizmin zindanından azat etmenin mücadelesini verenleriz. Söylemi ve duruşuyla milletin umudu olan bir teşkilatız. Millet iradesine pranga vurdurmayan, 12 milyon 300 bin imzayla başörtüsüne özgürlük yolunu açan teşkilatız. İmam hatip ortaokullarının, Kur’an kurslarının yeniden açılmasını, Kur’an-ı Kerim ve siyer derslerinin müfredata girmesini sağlayan, katsayı adaletsizliğini çöp sepetine atan teşkilatız. 17-25 Aralık’ta, Gezi kalkışmasında, 6-8 Ekim provokasyonunda, Çukur teröründe, paralel pusularla, gölge oyunlarıyla, terörle, milletin istikametini değiştirmek isteyenlere karşı, küresel operasyonu gören, sesini yükselten, gerektiğinde sahaya inen teşkilatız. 15 Temmuz’da tankların gölgesinde büyüyen korkuyu tekbirlerle, salalarla parçalayan, al bayrağın altında, vesayetin tarihe gömülmesinde rol alan, tarihin doğru yerinde duran teşkilatız” şeklinde konuştu.
Filistin Filistinlilerindir
Memur-Sen ve Diyanet-Sen teşkilatının her zaman Filistin halkının yanında olduğunu belirten Yıldız ‘Nehirden denize özgür Filistin’ şiarını 85 milyonun haykırışına dönüştüren bu aziz teşkilattır. Şimdi de aynı kararlılıkla, 60 bine varan şehide ateşkes anlaşmasıyla direnişi zaferle taçlandıran Gazzeli kardeşlerimizi Mısır ve Ürdün’ün çöllerine sürmek, etnik temizlik yapmak isteyen Trump’a diyoruz ki, zulmünüz yüz yıllıksa direnişimiz bin yıllıktır. Oyununuz büyükse, Allah tek büyüktür! Kudüs de Aksa da Gazze de Şeria da Filistin’indir, Filistinlilerindir.” İfadelerine yer verdi.
Suriye’de Esad zulmüne karşı direnişin yanında duran, ensar bilinciyle mazlum muhacirlere kucak açan bir sendika olduklarını vurgulayan Yıldız, şöyle konuştu: “Suriyeli kardeşlerimize kucak açtık. Gün geldi, Doğu Türkistan’ın sesi, Arakan’ın gözyaşı, Gazze’nin kardaşı, Ebu Gureyb’in, Sednaya’nın çığlığı olduk.”
Adil Bir Yer Küre, Güçlü Bir Türkiye
Ülkemizde yaşanan her afette teşkilat olarak seferber olduklarını belirten Yıldız “Depremde sarsıldığımızda, sellerde, yangınlarda bu teşkilat hep yaraları sarma derdinde oldu. Mağdurun mazlumun yanında oldu. Tasavvurumuz ‘adil bir yerküre’, hedefimiz ‘güçlü büyük Türkiye’dir. O yüzden biz günü kurtaran değil, geleceği kuran, şartların dönüştürdüğü değil, şartları dönüştüren bir teşkilatız. Kısacası, biz gelecek günlerin, kalıcı iş ve eylemlerin sendikasıyız. Bizim için adalet mücadelesi omuzlarımıza inancımızın yüklediği kutsal bir emanettir. Hedeflediğimiz neslimizi ve aileyi korumaktır. Sapkın lobilere karşı mücadelemiz hep bu duruşumuzun gereğidir” değerlendirmesinde bulundu.
Din Eğitiminden Tasarruf Olmaz
Din eğitiminden tasarruf olmayacağını söyleyen Yıldız konuşmasına şöyle devam etti:
Fahri Kur-an Kursu öğreticilerimizin tasarruf tedbirleri nedeniyle sözleşmelerinin iptaline karşı çıktık ve göreve başlamalarını sağladık. Vekil imamların asgari ücretin bile altında kalan maaşları için açtığımız davayı kazandık. Şube Müdürü ve Murakıp hocalarımızın Hac ve Umre hizmetlerinde kafile başkanı olarak tekrar görevlendirilmesini sağladık. Biz Diyanet-Sen’iz. Hainlere karşı devletimizin arkasında durur, Başkanlığımıza laf ettirmeyiz. Ama doğruları alkışladığımız gibi yanlışları da görmezden gelmeyiz. Yanlış yanlıştır. Hükümetin enflasyonun faturasını ücretliye çıkarması yanlıştır. Yüzde 11.54 gibi komik bir zammı memura uygun görmek yanlıştır. Bunları içimize sindirmemizi kimse beklemesin. Maaş artışının enflasyonu azdıracağı şeklindeki söylem yanlıştır. Memura refah payını çok görmek yanlıştır. Maliye Bakanlığının, alacağında cömert, vereceğinde ise cimri davranması, Memura yüzde 11.54 verirken yeniden değerleme oranını yüzde 43.93 oranında artırması yanlıştır. Sermayeyi büyüten, vatandaşı küçülten, az kazanandan çok, çok kazanandan ise az vergi alan bu vergi sistemi yanlıştır. Biz; gelir dağılımında adalet istiyoruz. Vergide adalet istiyoruz. Enflasyonu düşürün, fiyat istikrarını sağlayın ama bunu emekçiyi ezerek yapmayın, diyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığının, din görevlilerinin teşkilata olan aidiyetini zayıflatan bir takım uygulamaları da yanlıştır. Ancak hariçten gazel okuyanların Diyanet İşleri Başkanlığını yıpratmasına, Diyanet üzerinden ortak değerlerimize saldırılmasına da müsaade etmeyiz. Diyanetin Promosyon uygulaması da yanlıştır. Spor, kültür, sanat ve benzeri alanlara bütçe ayıran Katılım Bankalarının, sıra din görevlilerine promosyon ve hediye konusuna gelince ceplerine akrep giriyor. Katılım bankalarının rekabetten uzak bankacılık anlayışı, alt yapılarının yetersizlikleri, bir anlamda diyanet teşkilatını kendilerine mecburmuş gibi görmeleri canımıza tak etti. Promosyon sorununu da yine çözecek olan biziz inşallah. Başlattığımız imza kampanyamızla, eylemlerimizle, basın açıklamalarımızla bu sorunu da çözeceğiz inşallah
Sorunları Birlikte Çözeceğiz
Çözüm bekleyen sorunlar konusunda da büyük gayret gösterdiklerini belirten Yıldız “Sendikacılık çözüm üretme mercisidir. Diyanet ve vakıf çalışanlarının aile birliğinin sağlanması noktasında eş durumu mazeretinin bir yıla indirilmesi, yüzde doksan beşi memnun eden 3600 ek gösterge düzenlemesinin, kalan yüzde beşlik idari personel için de verilmesi, 4-6 yaş ve Yatılı Hafızlık Kur’an Kurslarındaki Öğreticilerin de MEB’deki anaokulu veya anasınıfı öğretmenleriyle aynı imkânlara sahip olması için çalışmalarının devam ettiğini, vekil din görevlilerinin ve fahri ve geçici Kur’an Kursu Öğreticilerinin kadroya alınmasını için de mücadele ettiklerini söyledi.
Aile Küresel Saldırı Altında
Ailenin küresel bir saldırı altında olduğuna dikkat çeken Yıldız, şöyle devam etti: “Aileyi değersizleştiren sapkın ideolojiler medya ve sosyal medya aracılığı ile her türlü ifsat tohumunu topluma saçıyor. Gerek dizilerdeki gerekse sabah programlarındaki içerikler aile yapımızı dinamitliyor, sapkınlıkları meşrulaştırıyor. Adı aileyi koruma olan ama içinde aile ile ilgili tek bir hüküm bulunmayan 6284 sayılı Kanun aileye suçlu muamelesi yapıyor. Bu şartlar altında aileyi korumak bir beka meselesidir. İnancımızı, değerlerimizi, merhameti, ahlakı, saygıyı öğrendiğimiz aile örselenirse bu değerler de yok olur. RTÜK, yalnızca müstehcenlik ve şiddet konularında değil, toplumu tahrip eden bu gibi yayınlara da tedbir almalıdır. Gündüz kuşağı programları ile ne ar kaldı ne edep kaldı ne hayâ kaldı. Bu programlar için de derhal tedbir alınmalıdır. 6284, İstanbul Sözleşmesi ruhundan arındırılmalıdır. İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinde teşkilat olarak kararlı duruşumuzun payı çok büyüktür.”
Hedef 100 Bin Üye
Başarmak için güçlü olmak, bunun için de üye sayısının artırılması gerektiğine vurdu yapan Yıldız sözlerine şöyle devam etti:
Bu yüzden 15 Mayıs’a kadar vites yükselterek üye seferberliği başlatacağız. Ayak basılmadık iş yeri bırakmayacağız. Psikolojik eşik olan 90 bini aşacak, sayımızı 100 bine ulaştıracak azim, inanç ve kararlılığı ben bu teşkilatta görüyorum. Bizim derdimiz medeniyet değerlerimizle aydınlanmış Yeniden Büyük Türkiye’dir…Diyanet-Sen hak, emek, adalet mücadelesidir. Diyanet-Sen emeğin, emekçinin kabul edilmiş duasıdır, salih ameldir. Diyanet-Sen prensip demektir, ahlak demektir. Alın terini emekçiye, mazluma, mağdura hasretmektir. Diyanet-Sen’li olmak dava sahibi olmaktır, İstikamet üzere yol yürümektir. Memur-Sen’li olmak, emeği, ekmeği aziz bilmektir.
Çok iyi biliyoruz ki, tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz. Sahada olmayan sendikaların yüzleri olmayınca yüzsüzlük devreye giriyor doğal olarak. Ancak Diyanet ve Vakıf çalışanları, kimin gerçekten emek vererek çalıştığını kimin 15 Mayıs öncesi sahayı kirletmeye çalıştığını gayet iyi biliyor. Bu yüzden her 15 Mayıs sonrası hezimete uğruyorlar. Eseri olmayanların irapta mahalli olmaz, olmuyor da. Hizmet yerine zillet sendikacılığı yaptıkça yok hükmünde kalmaya devam edecekler. Çünkü eser ortada, mimar ortada. Kimin ter akıttığı, kimin kin akıttığı ortada. Bizim teşkilatımız için başarmak bir tercih değil, yükümlülük, sorumluluktur. Haksızlık karşısında susmayacağız. Haktan, hakikatten ayrılmayacağız. Mazlumu, mağduru yalnız bırakmayacağız. Emperyalizme, siyonizme, kapitalizme, direneceğiz.
Sunal: Emek ve Alınteri Merkezli Sendikacılık Yapıyoruz
Programın açılışında bir selamlama konuşması yapan Ankara 4 Nolu Şube Başkanı Numan Sunal, Diyanet-Sen’in kurucu ilkelerden taviz vermeden Memur-Sen Kurucu Genel Başkanı Merhum Akif İnan ve Diyanet-Sen Kurucu Genel Başkanı Ahmet Yıldız’ın açtığı yolda emek ve alınteri merkezli sendikacılık yaptığını söyledi.
Akgül: Diyanet-Sen Caminin Sesini Mecliste Duyurmak İçin Kuruldu
Eğitim toplantısına konuşmacı olarak katılan Diyanet-Sen Onursal Genel Başkanı, İstanbul Emekli Baş Vaizi Mustafa Akgül, din görevlilerinin sendika kurma süreçlerine dair bilgiler vererek “Diyanet-Sen caminin sesini mecliste duyurmak için kuruldu” dedi. Akgül ayrıca insanın afak ve enfüsününe dair bir sunum yaparak din görevlileri olarak Allah’ın, Kur’an, Kainat ve İnsan kitabını bilmemiz ve anlatmamız gerektiğini ifade etti.
Programının öğleden sonraki oturumunda Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Üyesi Mehmet Baki Öztürk tarafından “Kurumsal Aidiyet ve Motivasyon” konulu bir sunum gerçekleştirildi.
Hukuk Müşaviri Hacı Muharrem Mankır tarafından hukuki süreçlere dair bilgilendirme yapıldı.
Genel Merkez Kadınlar Komisyonu Başkanı Nurhan Yıldırım, kadınlar komisyonu olarak yaptıkları çalışmalar ve şube kadınlar komisyonu teşkilatlanması konusunda bilgi verdi. Genel başkan yardımcıları alanlarına dair bilgilendirmede bulundu.
Ankara'da gerçekleştirilen teşkilat eğitimi katılım sertifikalarının dağıtılması ve aile fotoğrafının çekilmesi ile sona erdi.