Sayın Milletvekili,
Bildiğiniz üzere 6. Dönem Toplu Sözleşmenin “Toplu Sözleşme İkramiyesi” başlıklı 23. Maddesi ile ülke genelinde%1 den fazla üye kaydeden sendika üyelerine toplu sözleşme ikramiyesi verilmesi düzenlenmişti. Yetkili sendika ile Çalışma Bakanlığının imzaladığı sözleşme gereğince%1 in altında kalan sendika üyeleri bu ikramiyeden mahrum kalmıştı. Bunun üzerine sendikamız dava açmış ve 2021 Aralık ayında Danıştay bu madde bakımından yürütmeyi durdurma kararı vermiş ve nihayet 2023 yılında da maddeyi esastan görüşerek hukuka aykırı bulmuştu. Danıştay gerekçesinde;
“Toplu sözleşme ikramiyesinden yararlanmada, hizmet kollarına ilişkin olarak üye olunan sendikalar açısından, “toplam kamu görevlisi sayısının en az%1’inden fazla sendika üyesi kaydeden sendikalar’’ şeklinde kriter getirilmesi suretiyle sendikalar arasında ayrıma yol açılması, açıkça sendikal özgürlüğe bir müdahale oluşturarak sendikaların kuruluş amaçlarının gerçekleştirilmesini önleyici şekilde üye kaybına sebebiyet verecek nitelik taşıdığı gibi, aynı hizmet kolunda çalışıp aynı işi yapan sendika üyesi kamu görevlileri arasında, sadece farklı sendikalara üye olmaları nedeniyle "toplu sözleşme ikramiyesi ödemesinde" eşitsizlik yaratması suretiyle çalışma barışını da olumsuz yönde etkileyeceğinden, dava konusu düzenlemede mevzuata ve hukuka uygunluk bulunmamaktadır.” ifadelerini kullanmıştı.
Bunun üzerine aynı baraj%2 olarak revize edilerek “7429 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” içine ekletmek suretiyle Meclisten geçirilmiş, aynı hukuksuzluk devam etmişti. Tabi bunun üzerine kanunun iptali için AYM’ye iptal dava açılmış ve Yüksek Mahkeme 18 Ocak 2024 tarihinde ilgili maddeyi anayasaya aykırı bularak iptal etmişti. Gerekçede göze çarpan ifadele şu şekildedir:
“bu düzenleme nedeniyle maddi sebeplerden ötürü çalışanların, üye sayısı yüzde 2'nin üzerinde olan sendikalara üye olmaya yönelebileceği ifade edildi ve bunun "meşru görülemeyeceği”
“Üyelerinin menfaatlerini etkili bir şekilde savunan güçlü sendikaların ortaya çıkabilmesinin sendikalar arasında rekabetin sürmesine bağlı olduğu ortadadır.”
“Toplu sözleşme ikramiyesinin sadece yüzde 2 barajını aşan sendikaların üyelerine ödeneceğinin öngörülmesinin "bu sendikalara üye olmaya zorlayıcı" olmaktadır.”
“Dolayısıyla düzenlemenin yeni sendikaların kurulabilmesini ve çalışanların dilediği sendikayı seçebilmesini fiilen engelleyici nitelik taşıdığı açıktır. Bu itibarla anayasal yönden objektif ve makul bir temele dayanmayan kuralın sendika hakkı bağlamında eşitlik ilkesiyle bağdaşmadığı sonucuna ulaşılmıştır.”
Özetle AYM, “negatif sendika hakkını”ihlal eden düzenlemeyi Anayasaya aykırı bularak iptal etmiştir.
Bugün Gelinen noktada ise Plan ve Bütçe Komisyonunda Görüşülen 2/2290 esas numaralı kanun teklifine, başlangıçta tasarıda olmamasına rağmen şark kurnazlığı ile yine%1 sendikal barajı eklenmiş ve komisyondan geçerek Meclis Genel Kuruluna gönderilmiştir. Memur Sen ve Kamu Sen’in isteği ile Adalet ve Kalkınma Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi vekilleri aracılığı ile eklenen teklif, Genel Kuruldan geçerse gerek Danıştayın, gerek AYM’nin kararları ile sabit olan bu hukuksuzluk yeniden uygulama alanı bulacaktır.
Yüksek mahkemelerin yaşama şansı vermediği bu hastalıklı bedeni defalarca yeniden diriltmeye çalışmak, ne hukuka, ne yüce mahkemelere, ne de eşitlikçi sendikal haklara saygı içermez. Daha önce defalarca kez hukuksuzluğu ve anayasaya aykırılığı tespit olunan bir düzenlemeyi tekrar diriltmeye çalışmak hangi aklın ürünüdür? Sendikal ikramiye getirilecekse tüm sendikalar için getirilmelidir. Zaten ülke düzeyinde%1 barajının altında kalan sendikalı sayısı oldukça azdır. 2 milyonu aşkın üye bu ikramiyeden yararlanırken,%1 in altında kalan yaklaşık 70 bin sendikalının dışarıda bırakılmasının mantığı ne olabilir?
Unutulmasın ki ülkede hukuk hala can vermemiştir. Bu düzenlemenin Anayasa Mahkemesinden döneceğinden şüphe yoktur. Bunu bile bile defalarca anayasaya aykırılığı ortaya çıkmış bir düzenlemeyi zorla tekrar getirmeye çalışmak, ısrarla baraj isteyen sendikaların anayasal ilkelerden ne kadar kopuk olduklarını, ne kadar acımasız olduklarını, sendikal çıkar uğruna ne kadar aymazlık içinde olabildiklerini gözler önüne sermiştir. Bu kirli oyuna alet olan vekillerin de bu yanlıştan dönmelerini, bu utanca ortak olmamalarını salık veriyoruz. Keza enerjilerini kapsayıcı, eşitlikçi, anayasanın özüne, sözüne ve ruhuna uygun yasama faaliyetleri yapmak için harcamaları yerinde olacaktır.
Sayın Milletvekili,
Hukukun üstünlüğünün rafa kaldırıldığı, sayısal gücü elinde bulunduranın, diğerlerini acımasızca sindirmeye çalıştığı ve tahakküm altına alma gayreti içinde olduğu ve buna karşı mücadelenin daha da bir önem kazandığı bir dönem yaşıyoruz. Fakat Yüce Meclis çatısı altında Anayasamızın ve hukukun temel ilkelerini koruyacak, bu değerlerin haysiyetini korumak için mücadele edecek vekillerimiz olduğunu biliyoruz. Genel Kurula gelecek olan bu teklifin Danıştay ve Anayasa Mahkeme’sinin vermiş olduğu karar doğrultusunda barajın kaldırılarak yeniden düzenlenmesi için mücadele etmenizi diliyor, göstereceğiniz gayret için şimdiden teşekkür ediyoruz.
Anadolu Eğitim Sendikası
SENDİKA BÜLTENİ SAYFASINI