Türk-İş’in raporunda, çalışanların karşılaştığı yüksek vergi sorunlarına dikkat çekildi ve bu sorunlar için çözüm önerileri sıralandı. Raporda; ücretli çalışanların çok yüksek oranlarda vergi yüküne maruz kaldıkları ve asgari ücretle vergi dilimi arasındaki makasın daraltıldığı belirtildi.
Türk-İş raporu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, siyasi parti liderleri, siyasi parti liderlerinin grup başkanı ile grup başkanvekillerine ve bütün milletvekillerine gönderildi. Türk-İş, vergide adaletin sağlanması için harekete geçilmesi çağrısında bulunuldu.
Raporda; “Ülkemizdeki düşük ve orta düşük gelir seviyesindeki ücretlere bakıldığında; bu ücretliler yıllar itibari ile daha yüksek orandan vergi ödemek durumunda kalmıştır. Bu durum ödeme gücüne göre daha fazla ya da daha az vergi ödenmesi gerekirken düşük ve orta seviyedeki ücretliler için tam tersine bir durum oluşturmuştur” ifadelerine yer verildi.
Raporda asgari ücretten vergi alınmamasının yerinde bir karar olduğunun altı çizilerek “Ancak bu tek başına ücretlilerin vergilerinde eşitsizliği ve adaletsizliği gidermekte yetersizdir. Zira yıllar itibari ile gerektiği gibi arttırılmayan ücret vergi tarifesi (Hazine ve Maliye Bakanlığınca yayınlanan Yeniden Değerleme Oranları ile arttırılmamış olan ücretliler için vergi tarifesi) nedeni ile ücretliler yüksek vergi yükü ile karşı karşıya kalmışlardır” vurgusu yapıldı.
YENİDEN DEĞERLEME ORANI VURGUSU
Türk-İş raporunda; sendikal işçilerin çoğunluğunun yüzde 20 dilime giren ücretliler olduğu belirtildi. Öte yandan, 1999 yılında asgari ücretin 25,62 katı aşıldığında yüzde 15 vergi dilimi yerine yüzde 20 vergi dilimine girerken, günümüzde asgari ücretin sadece 5,5 katı aşıldığında asgari ücretin yüzde 20 vergi dilimine girdiği kaydedildi. Bunun günümüzde asgari ücretin temmuz ayında yüzde 20 dilime girmesine neden olduğu açıklandı.
Raporda; "Her yıl yayınlanan yeniden değerleme oranı ile güncellenmiş olsa, olması gereken ilk vergi dilimi matrahı 280 bin 886 TL’dir. Buna göre hiçbir özel bir artış belirlenmeksizin yeniden değerleme oranı ile matrahlar güncellenseydi ücretliler üzerindeki vergi yükü günümüzdekinden çok daha adil olacaktır kanaatindeyiz" denildi.
Türk- İş raporunda şu değerlendirmeler yapıldı:
“Mevcut gelir vergisi tarifesi incelendiğinde görüleceği üzere; tarife hem düşük bir tutardan başlamakta hem de tarifenin dilimleri arası birbirine çok yakın olarak belirlenmiştir. Bu durumda ücretlilerin gelirinde çok küçük bir artış olması durumunda hemen üst dilime geçmesine ve ödeyecekleri verginin artmasına neden olmaktadır. Düşük gelirli ücretlilerin kendisi ve ailesinin geçimini sağlayacak gelir elde etmemişken yüksek vergi ödemeye başlaması vergi adaleti açısından da önemli bir sorundur. Tarife ile ilgili diğer önemli bir sorun ise; gelir vergisi tarifesinde yer alan dilim tutarları yasal düzenleme gereği her yıl yeniden değerleme oranında artırılmalıdır. Enflasyonist ortamlarda bir anlamda koruma işlevine benzer bir koruma sağlayan bu dilim genişletici düzenleme, fiyat artışlarının yaşandığı yıllarda aynı tutarda gelir elde eden gerçek kişinin, dilim aralıklarının genişlediği yılda oransal olarak daha düşük bir vergi yüküne maruz kalmasını sağlayan bir otomatik düzelticidir.
Gelir vergisi dilimlerinin yeniden değerleme oranı ile artışın sağlanması, enflasyonun gerçek anlamda bir satın alma gücü artışı sağlanmadığı halde, vergiye tabi gelirin tutarını yukarıya doğru iterek vergi yükününün artmasına karşı koruma sağlayacaktır. Uzun yıllar boyunca gelir vergisi tarifesindeki artışlar, matematiksel olarak gerçekleşen enflasyon oranında ya da Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan yeninden değerleme artışları oranında olmamıştır. Tüm bu sorunların önüne geçilmesi amacıyla ücretlere uygulanacak yeni bir tarifenin belirlenmesi zaruri olmuştur."
AÇLIK SINIRININ ALTINDA KALANLAR VERGİ ÖDÜYOR
Anayasa’nın 2’nci maddesinde yer alan sosyal devlet ilkesi gereği düşük gelirlilerin daha düşük yeri geldiğinde hiçbir vergi yüküne katlanmamaları gerektiği belirtilen açıklamada "Değerlendirmelerimizde gözüken tablolarda görülebileceği gibi, 1999 yılından bu güne kadar yeniden değerleme oranları ile güncellenerek ulaşılacak tutarlara göre vergi dilimleri bu gün yeniden belirlenmelidir" denildi.
Eşit ve adaletli bir vergileme için ücretlilerin vergi yükleri ödeme güçleri ile orantılı hale gelmemesi gerektiği belirtilen açıklamada Türk-İş tarafından Eylül 2024 için açıklanan açlık sınırının 19 bin 830 lira ve yoksulluk sınırının 64 bin 595 lira, asgari ücretin ise 17 bin 2 lira olduğu hatırlatıldı.
Raporda vergi dilimlerinin düzenlenmesine ilişkin şunlar kaydedildi:
Görüldüğü üzere asgari ücretten fazla gelir elde eden bir ücretli dahi açlık sınırının altında kalabilmekte, yıl ortasından itibaren yüzde 20 oranında vergi ödemek durumunda kalmaktadır. Bu durumda yıllar itibari ile ücretliler aleyhine bozulan vergi dilimlerindeki adaletsiz ve eşitsiz tutarların güncellenmesi gerektiği ve hep adaletli ve eşit kalacak şekilde artışlar sağlanması gerektiği açıktır. Asgari ücretten vergi alınmaması uygulamasına devam edilerek, aslında bu güne kadar olması gerekenin yerine getirilmesinden ibarettir. Bizim talebimiz de bu doğrultuda tarifenin Hazine ve Maliye Bakanlığınca açıklanan yeniden değerleme oranında güncellenmesidir. Bu günden sonrası için de tarifenin her yıl yeniden değerleme oranı ile arttırılmasıdır. Yeniden değerleme oranı ile dilimler arttırılsa dahi birinci dilimin asgari ücretin 14 katından ikinci dilimin asgari ücretin 24 katından, üçüncü dilimin asgari ücretin 53 katından, dördüncü dilimin asgari ücretin 250 katından az olmamasının sağlanmasıdır.”
Türk-İş raporunda yapılması önerilen vergi dilimi düzenlemesi ise şöyle:
“280 bin liraya kadar; vergi oranı yüzde 15
480 bin liranın 280 bin lirası için 42 bin lira fazlası; vergi oranı yüzde 20
1 milyon 60 bin liranın 480 bin lirası için 82 bin lira fazlası; vergi oranı yüzde 27
5 milyon liranın 1 milyon 60 bin lirası için 238 bin 600 lira fazlası; vergi oranı yüzde 35
5 milyon liradan fazlasının 5 milyon lirası için 1 milyon 617 bin 600 lira fazlası; yüzde 40”
SENDİKA BÜLTENİ SAYFASINI