Usta kalem deneyimli gazeteci Fehmi ÇALMUK’un Milli görüş lideri, 54. Hükümetin Başbakanı Prof.Dr.Necmettin ERBAKAN’ın hayatını anlattığı ‘Das İst Erbakan’ serisinin ikinci kitabı çıktı. “Das İst Erbakan 2” ‘nin alt başlığında ‘‘Anadolu’nun Sanayileşme Sevdası” yazıyor.
Kitabın iddialı olduğu bir yön Erbakan’la ilgili hiç bilinmeyen hatıralar, belgeler ve fotoğraflara yer veriyor olması.
Kitap Erbakan’ın Türkiyenin en genç doçenti ünvanını aldığı İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi’nde 1951 yılında başladığı asistanlığından siyasete girdiği 1969 yılına kadar olan süreci masal gibi sıkmadan ilgi çekici anılar ve belgelerle süsleyerek anlatıyor.
Kitap Erbakan hocanın ruh kökü itibariyle tasavvuf büyüklerinin elinde yoğrulan maneviyatını,Türkiyede ilk yerli otomobil yapma gayretinin başlangıcı olan Gümüş Motor fabrikasının nasıl kurulduğunu ve Devrim otomobiline kadar uzanan süreci de belgelerle anlatıyor.Erbakan hoca manevi köklerini unutmayan birisi. Örneğin Yörükzade Ahmet Efendi’yi 1950’li yıllarda ziyaret ettiğinde ‘Ya yal dervişi…ya hal dervişi olursun’ sözünü yıllar sonra kurduğu Refah partisi üyelerine de söyleyecektir.(Sh.15)
Kitap sayesinde’ gümüş motora’ neden ‘gümüş’ denildiğini Mehmet Zahit Kotku’nun manevi önderliğinde devam eden o dönemdeki ‘Gümüş’hanevi dergahından geldiğini öğrenmem benim için ilginç bir detaydı (Yine Gümüşhanevi dergahının şeyhlerinde Prof.Dr.M.Esad Çoşan’ın Ankara Pursaklar’da havalanına giderken solda kalan Gümüşköy mahallesini kurarken de bu isimden faydalanması ilginçtir)
Erbakan manevi enerjisini ehl-i tasavvuftan alırken o dönemde milliyetçi, mukaddesatçı yapılarda da yer alıyor. Fakat 90’lara geldiğimizde artık Erbakan hocada o dönemin Türkçü-Milliyetçi akımlarına karşı fikren mesafeli durduğunu görüyoruz. Çünkü maneviyata ait fikirlerini o dönemde inanan insanlar ancak Türkçülük akımının çatısı altında söyleyebilmektedir. Bunun istisnası örnekler olmakla birlikte İslami hassasiyeti olan camialar milliyetçi mukaddesatçı çevrelerle bir ittifak halindedir. Bu yakınlık yüzünden Erbakan 1965 yılında Alparslan Türkeş’in genel başkanlığını yaptığı CMKP’nin Samsun kontenjan adayı gösterilir ve yine bu yüzden 1969 ‘da seçimle kazandığı TOBB başkanlığından haksız bir şekilde polis zoruyla çıkartılırken kendisine destek için Ülkücü gençler gelir.
Erbakan kendisinin de ifade ettiği gibi dünyayı bir icad yaparak kurtaracağına inanır ve bu yüzden bilim adamı olur, profesör olur, nitekim Almanya'da parlak işlere imza atar ve dönünce Gümüşü Motor'u kurar ama “67 tane motor ithalatçısının içerisinde ismi Türk ismi olan 3 kişi vardı.” (Sh.107) ve bu ithalatçıların oyunları gümüş motoru parasal sıkıntıya sokar. O zaman ekonomiye hakim olmak gerektiğini, icadını paranın gücüyle dizayn edebileceğine inanan Erbakan o devirde paraya hükmeden ama ‘ 20 milyon dolar yatırım kotasını 19 milyon doları İstanbul ve İzmir tüccarlarına, 1 milyon doları ise Anadolu sanayicisine veren’ (Sh.264) TOBB’un başkanlığını da kazanır. Erbakan bu seviyeye ulaşınca o dönemin başbakanı Süleymen Demirel’in siyasi gücünü kullanmasıyla koltuğundan haksız bir şekilde uzaklaştırılır. İşte Erbakan o zaman siyasete hakim olmadan ne icad ne ekonomik konularda bir şeyler yapılamayacağını anlayınca siyasete girmeye karar verir.
Das ist Erbakan-2 bu süreci bol bol görsellerle film gibi anlatıyor.
Erbakan’ın hayat-ı şahsiyesine girecek olursak ki kitap bunu çok ustaca yapıyor ve Erbakanla çevresi hakkında çok ilginç bilgilere ulaşıyoruz. İshak Alaton, Üzeyir Garih’ten Erbakan’ın 1967 yılında Nermin Saatçioğlu ile evlenmesine ve Erbakan’ın göz alanında dünyaca ün yapmış kardeşi Nizamettin Erbakan’a kadar bir çok isimle ilgili ilginç bilgilere ulaşıyoruz.
Yaşadığında kıymeti tam anlaşılmayan ama vefatından sonra artık Türkiye’de tüm çevrelerin takdir ettiği bir isim olan Türkiye Cumhuriyeti başbakanı, milli görüşün lideri Prof.Dr. Necmettin Erbakan’ı objektif, hakkaniyetli bir bakış açısıyla tanımak isteyenler için ‘Das ist Erbakan 2 ‘ güzel bir kaynak.