Çankaya Belediyesi ve Tüm Bel-Sen arasında süren toplu sözleşme süreci, sendika genel merkez yöneticilerinin sözleşmeyi üyelere haber vermeden imzalamasıyla son buldu. Tüm Bel-Sen Genel Başkanı Erdal Bozkurt’un üyelerin taleplerini yok saydığını belirten İş Yeri Temsilcisi İsmail Kaygusuz, “Genel Başkan Tüm Bel-Sen’in kuruluşundan bu yana yürüttüğü mücadele biçimini yok sayıyor. Sendikal mücadele böyle olamaz. Bu gibi anlayışlara karşı da birlik olup mücadele etmemiz gerekir” dedi.
Çankaya Belediyesi İş Yeri Temsilcisi İsmail Kaygusuz, nisan ayında toplu sözleme sürecinin başladığını ifade etti. Görüşmelerde yıllık 4 sosyal denge tazminatı (SDS) tutarında ikramiye istediklerini anlatan Kaygusuz, “Kreş sayısının artırılmasını istedik. Zabıta arkadaşlarımızın ödenmeyen yemek paralarını da ekledik sözleşmeye. Üç oturum yaptık, üç oturum sonrasında ikramiye taleplerimiz reddedildi. Diğer konular açısından görüşebiliriz dediler. Mutabık olduğumuz belli maddelere rağmen işverenin gönderdiği taslakta bunlara yer verilmedi. Taslağı imzalayın yoksa var olan SDS’yi de keseriz dediler. Biz de bunun üzerine üye toplantısı yaptık, eylem kararı çıktı. İki ay boyunca eylemler yaptık” dedi.
"EYLEMLERİ DURDURUN DEDİLER"
Eylemler sürerken Tüm Bel-Sen Genel Başkanı Erdal Bozkurt’un geldiğini, belediye başkanının konuşmalarına benzer cümleler kurduğunu belirten Kaygusuz, “Genel Başkan örgütün bugüne kadarki TİS mücadelesindeki geçmişinin hepsini sildi attı. Tüm Bel-Sen’in kuruluşundan bu yana yürüttüğü mücadele biçimini yok sayıyor. Üyeyle mesajlaşma sistemini kestiler, bir toplantında eylemi durdurun dediler. İki MYK üyesi dışında kimse eylemlerimize desteğe gelmedi. Giden MYK üyelerine de neden gidiyorsunuz diye baskı yaptılar. Ama biz örgütünü bu kadar yok sayan bir sendika başkanı görmedik. Birilerinin kişisel hırsları, kurduğu ikili ilişkiler sendikayı ele geçirmiş durumda” dedi.
Denetleme kurulundan iki üyenin müdürlüklere sürgün edildiğini söyleyen Kaygusuz, “Belediye yönetimi önce ‘Sendika bizi politik olarak yıpratmaya çalışıyor’ dedi çalışanlara. Sonra da görüşme süreci başlatalım dediler fakat sonraki günler için bize bir dönüş olmadı. Geçtiğimiz hafta sendikanın genel sekreteri bizi arayıp gün içinde görüşme olacağını söyledi, taleplerimizi iletmemizi istedi. Biz de gönderdik. Ardından toplantının yapılacağı yeri söyledi fakat gittiğimizde orada kimse yoktu. Kısa süre sonra genel sekreter tekrar arayıp talepleriniz kabul edildi dedi. Bize görüşme demişlerdi fakat Genel Başkan imza atmaya gitmiş meğerse. Daha kötüsü de atılan imza belediye başkanının yani işvereninin bize gönderdiği taslağın aynısı. Aradık Genel Başkanı fakat telefonlarımıza dönmedi” diye konuştu.
Üye toplantısı yaptıklarını belirten Kaygusuz şöyle devam etti: “Bütün şeffaflığıyla bu süreci anlattık. Üyelerimiz öfkeli. Benzer şeyler başka şubelerde de yaşandı. İzmir’de çok ciddi şeyler yaşandı. Yine burada, Yenimahalle’de üyelerin birçok hakları ellerinden alındı. Ulaşım yardımını ellerinden aldılar. Performansı kendi aralarında paylaşıyorlar şimdi. İş yerlerinde sendika güçlü değilse orada hiçbir şey yapamazsın. Bazı MYK üyeleri biz bundan sorumlu değiliz diyor. Sorumlu değilseniz Genel Başkanı değiştirin ve disipline verin. Biz bu sürecin peşini asla bırakmayacağız. KESK’e de göndereceğiz. Değişim ve disiplin sürecine ilişkin üye imza kampanyası başlatacağız. Ülkedeki gibi bir tek adam anlayışı var sendikada. Sendikal mücadele böyle olamaz. Gerçek sendikacılık iş yeri mücadelesidir. Genel Başkanın bu tutumuna dair de daha fazla örgütleneceğiz. Erdal Bozkurt’un bu tavrı bize asla geri adım attırmayacak. Bu gibi anlayışlara karşı da birlik olup mücadele etmemiz gerekir.”
"ÜYELERİNİ YALNIZ BIRAKTILAR"
Görüştüğümüz bir yerel yönetim emekçisi, “Sendika genel merkezi bizi, temsilciliği, şubeyi yalnız bıraktı. Arkadaşlarımız bu yaşananlara karşı istifayı düşünmüyor ama sendika genel merkezine yoğun bir tepkisi var. Zaten sendikaya değil sendika yöneticilerine tepkili olmak gerekir. Kusurlu olanlar ya da bilinçli olarak imzalayanlar genel merkez sonuç olarak” dedi.
Bir başka yerel yönetim emekçisi de “Erdal Bozkurt’la kişisel bir problemimiz yok. Tutumuna dair bir problemimiz var. Sanki bu sendikanın ağası, sanki bir partinin temsilcisi gibi… Ne üyesine ne üyesinin emeğine sahip çıkıyor. Tüm emekçilerin iradesini ipotek altına alan, kıran bir anlayış içerisinde. Bir üye olarak bu tutumu kınıyorum. Moralimiz bozuldu tabii ki ama mücadeleden de kopmayız” dedi.
TÜM BEL-SEN BAŞKANI BOZKURT: YASAL SINIRIN ÜZERİNE ÇIKILAMADI
Tüm Bel-Sen Genel Başkanı Erdal Bozkurt ise sürece ilişkin şöyle konuştu: “Sözleşmeyi arkadaşlarımızın bilgisi dahilinde imzaladık. Sosyal haklarda mevcutta devam eden şekliyle bir sözleşmeyi imzaladık. Temsilciliğin de geldiği nokta oydu. Yasal sınır üzerine çıkılamadı. İki aydır arkadaşlar da uğraşıyor. Biz de görüşmeler yaptık. Ancak Sayıştay meselesi her belediyede ne yazık ki ayağımıza dolanıyor. Uluslararası hukuka dayanan bir sözleşme hukukumuz var diyoruz ancak içeride yapılan yasal düzenlemeler bütün bunları yok sayan bir konumda. Hukuksal açısından belediyenin de bizim yapabileceğimiz çok bir şey kalmadı. Belediye başkanı da bu dönem ancak bunları yapabileceğini, aşamayacaklarını söyledi. Arkadaşlarımıza da benzer cümleler söylenince artık sözleşmeyi imzalamak zorunda kaldık çünkü süreç de epey geçmişti.”
Çankaya Belediyesinde 1000 emekçinin çalıştığını söyleyen Bozkurt, “Burada 30-35 arkadaşımızın üzerinden yürüyen bir şey oldu. Sözleşmenin geldiği nokta, yaşanan sıkıntıya dair üyeye sorulmaz mı? Ben de soruyorum. 1000 kişinin olduğu yerde siz kararı 30-40 kişiyle alıyorsunuz. Bu doğru bir tutum değil. Parasal olarak aşılabilecek bir durumda değiliz, mevcudun devamı noktasında bir kararlaşma yaşamış olacaklar ki eylemi durdurdular. Sosyal haklardan bazıları kurum idari kurullarında çözülmesi gereken şeyler. Bir toplu sözleşme maddesi olamayacak öneriler. Bunun dışındakiler zaten 10 yıldır ısrarla devam ettirilen TİS taslağının aynısı. Bir geriye dönüş yok. Hak kayıplarının olduğu bir sözleşmeye imza atmadık” dedi.
SENDİKA BÜLTENİ SAYFASINI